İletişim çağında iletişimsizliğin zirvesine doğru ilerliyoruz. Evet çok tuhaf değil mi? Eğitim verdiğim kurumlarda, danışmanlıklarımda en sık karşılaştığım sorun “iletişimsizlik” oluyor. İnsanlar iletişim kurmanın denklemlerini unutmuş gibi. Mutlaka bir başkasının suçlandığı iletişim engelleri anlatılıyor bana. Sonra bir anladım ki asıl bakılması gereken yer her bir bireyin kendi ile olan iletişimde nasıl olduğu.
Akıl pazara çıkmış ve herkes kendi aklını almış deyişindeki gibi insanlar olaylara çoğunlukla kendi bakış açısında, tecrübelerinden bakıyor. Hal böyle olunca iletişim engellerini de hep karşı taraftan kaynaklandığında ısrarcı oluyor. Kendi iç iletişimimiz bizi sağlıklı bir bireyde yapabilir, sağlıksız bir birey de…
İlk sorum; kendinizle nasıl konuşursunuz?, aranız iyi ? kendinizle olan iletişiminize on üzerinden kaç puan verirsiniz? Genellikle insanlar iç iletişiminden çok hoşnut değiller. Yargılayıcı, endişeli, kuruntulu, azarlayan, memnuniyetsiz, kıyas yapan gibi sıfatlar verirler içlerindeki seslere…
Bu tip iç sesler bizim doğduğumuz günden itibaren diğer kişilerin bize yaptığı konuşmalardır. O kadar sık duyarız ki belli bir süreden sonra kendi iç sesimiz haline gelir. Ve diğerlerinin yaptığı bu konuşmalar bizim değil onların bize bakış açısıdır aslında. Bu konuşmalar genelleme ve çarpıtma barındırır. Çok tehlikeli sonuçlara götürebilir bizleri. Çünkü, gerçeğin kendisi değildir bu bakış açısı ve bizi dar bir düşünceye sürükler. Sonunda da kendimizle yanlış konuşan bireyler oluveririz.
Doğru düşünme geliştirmek için ise, çarpıtma ve genellemelerin ne olduğunu bilmek, sonrasında da bunları nasıl değiştireceğini kavramak gerekir. Bu sebeple, Danışmanlık ve eğitim çalışmalarımın özünde insanın kendi ile olan iletişimi yatıyor. Değişim kendi zihnimden başlamalı ki sağlam ve kalıcı olsun.
Lider Zihin derken tam olarak da bunu belirtmek istedim. ”Kendini yöneten insan dünyayı yönetir” demiş Aristo. Zihninizin üzerindeki sis bulutlarını doğru iç iletişim ile kaldırdığınızda, yeni bir kelebek gibi kanatlarınızı özgürce savurabileceksiniz.
Ve inanın, bundan daha büyük bir güç ve mutluluk yok. Her şey sende başlıyor…